
Uluslararası kılavuzlara göre normal adet düzeni; 24-38 günde bir olan, 4-8 gün süren, adet günleri arasında değişkenlik 20 günden az olan adet düzenidir. Kanama miktarı da normal olmalıdır.
Seyrek adet görme: 90 günde bir yada iki defa adet görme seyrek adet görmedir (Eski ismi oligomenore). Bu durum yumurtalık rezervinde azalma ile ya da başka hormonal bozukluklarla ilişkili olabilir.
Adetlerin sık olması nasıl olur?
Sık adet görme: 90 günde dört defa adet görme sık adet görmedir.
Adet kanaması çok mu nasıl anlaşılır?
Aşırı miktarda adet görme: Bir kadını duygusal, fiziksel,sosyal olarak hayat kalitesini etkileyecek kadar çok kanamasının olmasına aşırı miktarda adet görme denir. Adet döneminde çocuk bezi kullanma, üst üste iki ped kullanma, bir kutudan daha çok ped bitirme de adet kanma miktarının çok olduğunun göstergeleridir. Demir eksikliğine bağlı kansızlık yaşamak da adet miktarının çokluğu ile ilşkili olabilir. Objektif olarak 80 ml üzerindeki kanamalar aşırı miktarda kanamadır
Adet kanmasının az olması normal mi?
Adet kanamasının az olması genellikle bir patolojiyle ilişkili değildir. Bunun dışında azalmış over rezervi, rahim içi yapılıklıklara ve diğer endokrin sistem hastalıklarına bağlı gelişebilir.
Adetlerin uzun sürmesi normal mi?
8 günden daha uzun süren adet kanaması normal değildir. Kadın hastalıkları ve doğum hekimi tarafından muayene olmanız faydalı olacaktır.
Kısa adet suresi: 4 günden kısa olması. Genellikle bir hastalıkla ilişkili değildir.
Adetler ile ilişkisiz vajinal kanama
Adet arası kanama. İlk adet gününden 15 gün sonra bir iki gün süren cinsel ilişki ile ilişkisiz kanama yumurtlamaya bağlı kanama ile ilgili olabilir.
Cinsel ilişki sonrası vaginal kanama: Rahim ağzı kanseri ya da rahim ağzında polip ile ilişkili olabilir. Mutlaka muayene olunmalıdır.
Adet kanamaları fazla olan kadınlarda öncelikle detaylı bir hikaye (eşlik eden hastalıklar, ailevi hastalıklar, geçirilmiş ameliyatlar, kullandığı ilaçlar…gibi ) alındıktan sonra ultrasonografi ile myom, adenomyozis, polip, yumurtalık kisti, istmosel varlığı araştrırılmalıdır.
Kanda hormon düzeylerine( tiroid fonksiyonları, üreme hormonları, süt hormonu gibi), kan parametrelerine ve pıhtılaşma testlerine bakılmalıdır.

Bazı gerekli durumlarda rahim içinden biyopsi alınarak rahim içinde kanamaya neden olan hastalıkların varlığı patolojik olarak araştırılmalıdır. Patoloji sonucu benign (iyi huylu), malign (rahim ya da rahim ağzı kanseri ) ya da maligniteye ilerleyebilen öncü lezyonlar (endometrial hiperplazi) şeklinde raporlanabilir. Endometrial hiperplazi tanısı alan hastalara uygulanacak tedaviler ile hastalığın rahim kanserine ilerleyişi durdurulabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı biyopsi yaptırmak oldukça önemlidir. Sıklıkla karşılaştığımız biyopsi sonuçları: atrofik endometrium, endometrit, proliferatif endometrium, sekretuar endometrium, desidualizasyon, düzensiz proliferasyon gösteren endometrium, endometrial polip, endometrial hiperplazi, endometrium adenokarsinomudur.