GEBELİK NEDİR?

Gebelik süreci yumurtanın sperm ile döllenmesi ile başlar. Döllenme sonucu embriyo oluşur. Embriyonun rahim içerisine yerleşmesi ile birlikte gebelik süreci tam olarak başlamış olur. Bazı durumlarda gebelik rahim dışına ya da rahimdeki sezaryen yerine, rahim köşelerine yerleşebilir. Bu duruma dış (ektopik) gebelik denir. Gebelik testinin pozitif olması ile birlikte embriyonun yerleşim yeri ultrasonografi ile ve bazı kan tahlilleri ile kontrol edilmelidir. Ektopik gebelik tedavisi bu alanda tecrübeli bir hekim tarafından yönetilmelidir.

Kanda gebelik testi, gebelik oluştuktan 10-12 gün sonra pozitif olur. İdrarda gebelik testi, kanda testinden bir kaç gün sonra pozitif olarak tespit edilebilir.

Hamileliğin İlk Belirtileri?

Hamileliğin erken dönemlerinde aşağıdaki belirtiler görülebilir:

  • Adet gecikmesi,
  • Sabah bulantısı,
  • Halsizlik,
  • Sürekli uyku isteği,
  • Sık idrara çıkma,
  • Göğüslerde hassasiyet

Kaç haftalık hamileyim?

Gebelik haftası kadının son adet tarihine göre hesaplanır. Genellikle ultrasonda hesaplanan gebelik haftası son adet tarihi ile uyumludur. Son adet tarihi ile ultrason ölçümleri arasında uyumsuzluk olması durumunda ilk 3 ayda yapılan ultrasondaki bebeğin baş popo mesafesi ölçümüne göre gebelik takibi yapılır. Baş popo ölçümüne göre gebenin son adet tarihi tekrar belirlenir ve takip bu tarihlere göre yapılır.

Gebelik dönemleri:

Gebelikte 3 bölüm (trimester) vardır:

1. Trimester (1-13. Hafta)

  • Dönemin Başlangıcı: Gebeliğin ilk gününden 13. haftaya kadar süren dönemdir.
  • Belirtiler: İlk trimesterde adet gecikmesi, yorgunluk, mide bulantısı, sık idrara çıkma ve göğüs hassasiyeti gibi belirtiler sıklıkla görülür.
  • Önemli Gelişmeler: Bebek hızlı bir şekilde büyümeye başlar, organ gelişimi başlar ve bebeğin kalp atışı duyulabilir hale gelir.
  • Dikkat Edilmesi Gerekenler: Aktif Folik asit alımı, dengeli beslenme ve düzenli doktor kontrolleri önemlidir.
  • Testler: İkili test (11-14 hafta), anne kanında fetal DNA testi (NİPT) testi, koryon villus örneklemesi bu trimesterde yapılabilir. Ayrıntılı bilgi için linke tıklayabilirsiniz.

2. Trimester (14-26. Hafta)

  • Dönemin Başlangıcı: İkinci trimester, 14. haftadan 26. haftaya kadar devam eder.
  • Belirtiler: Bu dönemde mide bulantısı ve yorgunluk azalır, iştah açılabilir ve anne karnı daha belirgin hale gelir. Ayrıca, anne adayı bebeğin hareketlerini hissetmeye başlayabilir.
  • Önemli Gelişmeler: Bebeğin cinsiyeti genellikle bu dönemde ultrasonla öğrenilebilir, organ gelişimi devam eder, ve bebek çevresine tepki vermeye başlar.
  • Dikkat Edilmesi Gerekenler: Kalsiyum, demir, ve protein açısından zengin beslenme önemlidir; bazı kan testleri ve şeker yükleme testi bu dönemde yapılabilir.
  • Gebelik Tarama Testleri: Üçlü test (15-22 hafta), dörtlü test(15-22 hafta), beşli test (15-22 hafta) detaylı organ taraması (18-22 hafta), amniosentez, şeker yükleme testi (24. hafta) ikinci trimesterde yapılabilir. Gebelikte tarama testleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için Antalya'da bulunan kadın hastalıkları ve doğum kliniğimiz ile iletişime geçebilirsiniz. Gebelikte yapılan tarama testlerinin hepsi kliniğimizde yapılmaktadır. Kliniğimizde son teknoloji 3D-4D ultrason cihazı mevcuttur.

3. Trimester (27-40. Hafta)

  • Dönemin Başlangıcı: Üçüncü trimester 27. haftadan doğuma kadar sürer.
  • Belirtiler: Bu dönemde yorgunluk, bel ağrısı, uyku sorunları, yalancı doğum sancıları ve sık idrara çıkma gibi belirtiler görülebilir. Bebeğin hareketleri daha güçlü hissedilir.
  • Önemli Gelişmeler: Bebeğin akciğerleri ve beyni hızla gelişir, kilo alır ve doğuma hazırlanır.
  • Dikkat Edilmesi Gerekenler: Doğuma hazırlık, düzenli doktor kontrolleri ve gerektiğinde doğum planlaması yapılır.
  • Doğum 37.-40. hafta arasında gerçekleşir. 42. haftaya kadar gebelikte, bebekte ve annede bir sıkıntı tespit edilmediği takdirde yakın takip edilebilirler. 42. haftaya kadar doğum başlamadıysa tıbbi olarak doğum başlatılabilir.

Trimesterler boyunca annenin sağlıklı beslenmesi, dinlenmesi ve doktor kontrollerine düzenli gitmesi, gebelik sürecinin sağlıklı geçmesi için kritik önemdedir.

Gebelikte beslenme ve yaşam tarzı nasıl olmalıdır?

Gebelikte beslenme ve yaşam tarzı, hem anne adayının sağlığı hem de bebeğin gelişimi için oldukça önemlidir. İşte sağlıklı bir gebelik süreci için dikkat edilmesi gereken bazı temel noktalar:

1.Gebelik diyeti

Gebelikte ihtiyaç duyulan vitamin ve mineral ihtiyacı artar, bu yüzden beslenmeye özen göstermek gereklidir:

  • Protein Alımı: Bebek ve plasenta gelişimi için gereklidir. Tavuk, balık, kırmızı et, yumurta ve baklagillerden yeterli miktarda protein alınması önerilir.
  • Folik Asit: İlk trimesterde özellikle önemli olan folik asit, beyin ve omurilik gelişimini destekler. Yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar ve fasulye gibi gıdalar folik asit açısından zengindir.
  • Kalsiyum: Bebeğin kemik ve diş gelişimi için gereklidir. Süt, yoğurt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler ve badem gibi gıdalar kalsiyum kaynaklarıdır.
  • Demir: Gebelikte artan kan hacmi nedeniyle demir ihtiyacı da artar. Kırmızı et, ıspanak, mercimek ve kuru meyveler gibi demir yönünden zengin gıdalar tüketilmelidir.
  • Omega-3 Yağ Asitleri: Beyin gelişimi ve göz sağlığı için gereklidir. Somon gibi yağlı balıklar ve ceviz, keten tohumu gibi bitkisel kaynaklar tercih edilebilir.
  • Su Tüketimi: Günlük su alımı, kan dolaşımını destekler ve vücudun su dengesini korur. Gebelikte günde 8-10 bardak su içilmesi önerilir.
  • Gebelikte Kaçınılması Gereken Yiyecekler: Çiğ veya az pişmiş etler, civa oranı yüksek balıklar (örneğin köpek balığı, kılıç balığı), pastörize edilmemiş süt ürünleri, işlenmiş gıdalar ve aşırı kafein tüketiminden kaçınılmalıdır.

2. Yaşam Tarzı

Gebelik sürecinde yaşam tarzındaki bazı düzenlemeler hem annenin hem de bebeğin sağlığı için faydalıdır:

  • Düzenli Egzersiz: Hafif tempolu yürüyüşler, hamile yogası ve pilates gibi düşük yoğunluklu egzersizler önerilir. Düzenli egzersiz, kilo kontrolüne yardımcı olur, uyku kalitesini artırır ve doğum için dayanıklılık kazandırır.
  • Stres Yönetimi: Gebelik sürecinde hormonal değişiklikler duygusal dalgalanmalara yol açabilir. Meditasyon, nefes egzersizleri, ve destekleyici sosyal çevre ile iletişim, stres yönetiminde yardımcı olabilir.
  • Uyku Düzeni: Gebelikte kaliteli uyku almak vücudun yenilenmesi için önemlidir. Sol tarafa dönerek uyumak, kan dolaşımını artırır ve rahim ile böbrekler üzerindeki baskıyı azaltır.
  • Zararlı Alışkanlıklardan Kaçınma: Sigara, alkol ve aşırı kafein kullanımı bebeğin sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir; bu nedenle gebelik boyunca kaçınılması gerekir.
  • Düzenli Doktor Kontrolleri: Gebelik sürecinin sağlıklı ilerlemesi için düzenli kontroller ve gerekli testler ihmal edilmemelidir.

Gebelikte karşılaşılan sorunlar:

Gebelik sürecinde birçok kadın farklı fiziksel ve duygusal değişiklikler yaşar ve bu değişikliklerle ilişkili bazı yaygın sorunlarla karşılaşabilir. İşte gebelikte sıkça görülen bazı sorunlar ve bunlarla başa çıkma yolları:

  1. Mide Bulantısı ve Kusma

    • Sebep: Genellikle hormon düzeylerindeki değişimlerden kaynaklanır, özellikle ilk trimesterde yaygındır.

    • Çözüm: Az ama sık yemek yemek, zencefil çayı veya limon gibi doğal çözümler bulantıyı hafifletebilir. Şiddetli durumlarda doktor önerisiyle bulantı ilaçları kullanılabilir.

  2. Kabızlık ve Şişkinlik

    • Sebep: Progesteron hormonu sindirimi yavaşlatır ve bağırsak hareketlerini azaltır.

    • Çözüm: Lifli gıdalar tüketmek, bol su içmek ve düzenli yürüyüş yapmak kabızlığı hafifletebilir. Gerekirse doktor önerisiyle lif takviyeleri kullanılabilir.

  3. Yorgunluk

    • Sebep: Artan hormon düzeyleri ve vücudun bebeğe uyum sağlamak için enerji harcaması yorgunluğa yol açabilir.

    • Çözüm: İyi bir uyku düzeni oluşturmak, gün içinde dinlenmek ve enerji veren sağlıklı besinler tüketmek yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir.

  4. Sırt ve Bel Ağrıları

    • Sebep: Büyüyen rahim ve bebeğin ağırlığı sırt kaslarına baskı yapar.

    • Çözüm: Sıcak bir duş, bel destek yastığı kullanmak ve hafif egzersizler (hamile yogası gibi) bu ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, uzun süre ayakta kalmaktan veya ağır kaldırmaktan kaçınılmalıdır.

  5. Varis ve Bacak Krampları

    • Sebep: Dolaşım sistemindeki değişiklikler ve büyüyen rahmin bacaklara uyguladığı basınç.

    • Çözüm: Bacakları yukarıda tutmak, sık sık hareket etmek ve magnezyum açısından zengin gıdalar tüketmek krampları ve varis oluşumunu azaltabilir.

  6. Uyku Sorunları

    • Sebep: Hormonal değişiklikler, rahat uyuma pozisyonu bulamama veya sık idrara çıkma isteği nedeniyle uykusuzluk olabilir.

    • Çözüm:Sol tarafa yatarak uyumak, uyuma öncesi kafein alımını azaltmak ve uyku düzenine dikkat etmek faydalı olabilir. Rahatlatıcı bitki çayları veya nefes egzersizleri uykuya geçişi kolaylaştırabilir.

  7. Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)

    • Sebep: Yüksek tansiyon ve idrarda protein seviyesinin artmasıyla karakterize olan bir durumdur. Tam nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.

    • Çözüm: Gebelik sürecinde düzenli doktor kontrolleri ve her kontrolde tansiyon ölçümü oldukça önemlidir. Preeklampsi belirtileri görüldüğünde, doktor tarafından verilen özel bir tedavi programına uyulması gerekir.

  8. Gestasyonel Diyabet

    • Sebep: Gebelikte insülin direncinin artması sonucu kan şekeri seviyelerinin yükselmesi.

    • Çözüm: Dengeli bir diyet ve düzenli egzersiz ile kan şekeri kontrol altına alınabilir. Şiddetli durumlarda doktor insülin tedavisi önerebilir.

  9. Aşırı Kilo Alımı veya Yetersiz Kilo Alımı

    • Sebep: Yanlış beslenme veya gebelik öncesi vücut kitle indeksine göre yetersiz kilo alımı.

    • Çözüm: Beslenme uzmanının tavsiyesiyle sağlıklı ve dengeli bir diyet oluşturulması, ideal kilo aralığında kalmaya yardımcı olur.

  10. Anemi

    • Sebep:Artan kan hacmi ile birlikte vücut yeterince demir üretemediğinde gelişir.

    • Çözüm: Demir açısından zengin gıdalar tüketmek ve doktor önerisiyle demir takviyesi almak anemi riskini azaltabilir.

Gebelikte baş dönmesi, bayılma

Gebelikte bayılma veya baygınlık hissi, özellikle ilk ve ikinci trimesterde hormonlardaki değişiklikler ve vücutta meydana gelen fiziksel adaptasyonlar nedeniyle sık görülebilir. Bayılma hissi genellikle ani tansiyon düşüşü, kan şekerinin düşmesi ya da yeterince oksijen alamaması gibi nedenlerle oluşur.

Gebelikte Bayılma Nedenleri:

  • Kan Basıncındaki Değişiklikler: Gebelik hormonları damarların genişlemesine neden olarak tansiyonun düşmesine yol açabilir. Özellikle hızlı hareket etmek, uzun süre ayakta kalmak veya ani pozisyon değişiklikleri bayılmaya neden olabilir.
  • Kan Şekerinin Düşmesi (Hipoglisemi): Gebelikte enerji ihtiyacının artması nedeniyle kan şekeri düşebilir. Uzun süre aç kalmak ya da düzensiz beslenmek bayılma riskini artırır.
  • Anemi (Kansızlık): Gebelik sırasında kan hacmi arttığından yeterli demir alınmadığında anemi gelişebilir. Anemi bayılma, halsizlik ve yorgunluk gibi semptomlara neden olabilir.
  • Oksijen Yetersizliği: Bebeğe daha fazla oksijen sağlamak için vücudun oksijen ihtiyacı artar. Kalabalık, havasız ortamlarda bulunmak veya sıcak hava oksijen eksikliğine yol açabilir ve baygınlık hissi yaratabilir.
  • Sırt Üstü Uzanmak (Supin Hipotansiyon Sendromu): Gebeliğin ilerleyen haftalarında sırt üstü uzanmak, rahmin büyük damarlara baskı yapmasına neden olarak kan dolaşımını yavaşlatabilir ve bayılmaya sebep olabilir.

Bayılma Hissiyle Baş Etme Yöntemleri

Bayılma hissini önlemek veya bayılma yaşadığınızda daha iyi hissetmek için aşağıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz:

  • Düzenli Beslenme: Kan şekerini dengede tutmak için sık sık, az miktarda ve dengeli beslenmek önemlidir. Protein ve kompleks karbonhidrat içeren sağlıklı atıştırmalıklar kan şekerinin düşmesini önleyebilir.
  • Yavaş Hareket Etme: Ani hareketlerden kaçınmak ve yavaşça pozisyon değiştirmek önemlidir. Otururken veya yatarken ayağa kalkmadan önce birkaç saniye bekleyerek vücudun dengelenmesine izin vermek gerekir.
  • Bol Su Tüketimi: Gebelikte kan hacmi arttığından, vücudun yeterince sıvı alması önemlidir. Günde en az 8-10 bardak su içmek, kan basıncını dengede tutmaya yardımcı olabilir.
  • Serin ve Havalandırılmış Ortamlarda Bulunma: Özellikle yaz aylarında bayılma riski artar. Aşırı sıcak ortamlardan kaçınmak ve gerektiğinde serin ortamlarda bulunmak rahatlatıcı olabilir.
  • Demir ve Diğer Vitamin Takviyeleri: Eğer kansızlık söz konusuysa, doktor önerisiyle demir takviyesi almak bayılma riskini azaltabilir. Gebelikte düzenli demir alımı, kan değerlerini sağlıklı seviyede tutmak için önemlidir.
  • Sırt Üstü Uyumaktan Kaçınma: Özellikle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde, sol tarafa yatmak kan dolaşımını iyileştirir ve bayılma hissini azaltır.

Bayılma Hissi Yaşandığında Yapılması Gerekenler

  • Bayılacak gibi hissediyorsanız, hemen oturup başınızı dizlerinizin arasına koyarak kan akışını düzenlemeye çalışın.
  • Yanınızda bir kişi varsa yardım istemekten çekinmeyin.
  • Mümkünse serin bir ortamda uzanın ve derin nefesler alarak rahatlamaya çalışın.
  • Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?
  • Bayılma sık tekrarlanıyorsa, şiddetli baş dönmesi, çarpıntı veya görme bozukluğu gibi diğer belirtiler eşlik ediyorsa mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Özellikle anemi veya düşük tansiyon gibi durumlar tedavi gerektirebilir.

Bu tür sorunlar sıkça görülse de, uygun tedbirlerle çoğu yönetilebilir. Gebelik sürecindeki tüm sorunlarda doktor desteği almak, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için önemlidir.

Gebelikte düşük yapma riski

Gebelikte düşük tehlikesi, genellikle hamileliğin ilk 20 haftasında ortaya çıkan ve gebeliğin sonlanması riskiyle sonuçlanabilecek durumları ifade eder. Düşük riski, birçok nedenle tetiklenebilir ve belirtiler erken fark edildiğinde bazen önlenebilir. İşte düşük tehlikesi hakkında bilinmesi gerekenler:

1. Düşük Tehlikesi Belirtileri

Düşük tehlikesinin bazı yaygın belirtileri şunlardır:

  • Vajinal Kanama veya Lekelenme: Kahverengi veya kırmızı kanamalar, özellikle parlak kırmızı ve yoğun ise, düşük riski olabilir.
  • Şiddetli Karın veya Sırt Ağrısı: Kramp şeklinde gelen ağrılar veya kasık bölgesinde sancılar düşük belirtisi olabilir.
  • Vücut Sıcaklığında Artış ve Titreme: Enfeksiyona bağlı düşük riski varlığında vücut sıcaklığında artış olabilir.
  • Hamilelik Belirtilerinin Aniden Azalması: Ani bulantı veya göğüs hassasiyetinin kaybolması, düşük belirtisi olabilir ancak her zaman kesin bir işaret değildir.

2. Düşük Tehlikesinin Nedenleri

Düşük riskine yol açabilecek bazı faktörler şunlardır:

  • Kromozomal Anormallikler: Bebekteki genetik anormallikler en sık düşük nedenidir. Kliniğimizde genetik test yaparak bu anormallikleri değerlendirebiliyoruz. Özellikle ikinci ve üçüncü düşükte düşük materyalinin genetik olarak incelenmesi önemli bilgiler verebilir.
  • Hormon Düzensizlikleri: Progesteron gibi hamileliği destekleyen hormonların eksikliği.
  • Rahim veya Serviks Problemleri: Rahim şekil bozuklukları, servikal yetmezlik gibi yapısal sorunlar düşük riskini artırabilir. Rahim şekil bozukluklarını 4 boyutlu özel probu olan ultrasonumuzla değerlendiriyoruz (gebelikte yapılan 3 boyutlu ultrason probundan farklı bir prop). Servikal yetmezliklerde rahim ağzına dikiş atılarak gebeliğin devamı sağlanabilir.
  • Enfeksiyonlar: Bazı enfeksiyonlar bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Düşüğe neden olabilecek enfeksiyonların testini kliniğimizde yapabiliyoruz.
  • Sağlıksız Yaşam Tarzı: Sigara, alkol veya uyuşturucu kullanımı düşük riskini artırır.
  • Annenin Sağlık Durumu: Diyabet, tiroit hastalıkları, bağışıklık sistemi hastalıkları gibi kronik rahatsızlıklar düşük riskini artırabilir.
  • Yaş Faktörü: Anne adayının 35 yaş ve üzerinde olması düşük riskini artırabilir.

3. Düşük Tehlikesinde Alınabilecek Önlemler

Düşük tehlikesi tespit edildiğinde aşağıdaki önlemler faydalı olabilir:

  • Dinlenme: Doktor, düşük riski olan gebelere genellikle dinlenmelerini tavsiye eder. Aşırı fiziksel aktiviteden kaçınılması önemlidir.
  • Stres Yönetimi: Gebelikte stres yönetimi önemlidir. Meditasyon, nefes egzersizleri veya destekleyici bir sosyal çevre stresi azaltabilir.
  • Sağlıklı Beslenme: Folik asit, demir, protein ve diğer vitamin-mineraller açısından zengin dengeli bir beslenme düzeni sağlanmalıdır.
  • Düzenli Kontroller: Doktor kontrolleri ve kan tahlilleriyle gebelik yakından takip edilmelidir.
  • Zararlı Alışkanlıklardan Kaçınma: Sigara, alkol ve uyuşturucu gibi düşük riskini artıran etkenlerden kesinlikle uzak durulmalıdır.

4. Düşük Riski Durumunda Ne Yapılmalı?

Düşük riski belirtilerinden herhangi birini fark ettiğinizde, zaman kaybetmeden doktorunuza başvurmanız önemlidir. Erken müdahale, bazı durumlarda düşük riskini azaltabilir. Doktorunuz ultrason, kan testi ve muayene ile durumu değerlendirir ve gerekirse progesteron veya yatak istirahati gibi tedavi yöntemleri önerebilir.

Unutmayın, düşük tehlikesinde doktor tavsiyelerine uymak, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için büyük önem taşır. Gebelikte karşılaşılan tüm sorunlarda olduğu gibi, düşük riski durumunda da profesyonel destek almak gerekir.

Gebelik döneminde aşılar, anne ve bebeğin sağlığını korumak için önemlidir. Ancak hamilelik sırasında bazı aşılar güvenliyken bazıları ertelenmelidir. Gebelikte yapılan aşılar genellikle bebeği ve anneyi enfeksiyonlara karşı korur ve doğumdan sonra bebeğe de pasif bağışıklık sağlar. İşte hamilelikte yaygın olarak önerilen ve önerilmeyen bazı aşılar:

Gebelikte Önerilen Aşılar

  1. Grip Aşısı (İnaktif İnfluenza Aşısı): Özellikle grip sezonunda hamile olan kadınlar için önerilir. İnaktif formda olduğu için güvenlidir ve annede grip olasılığını azaltarak bebeği de dolaylı olarak korur. Gebelikte grip geçirmek coronavirus hastalığı geçirmek kadar tehlikelidir. Kadın doğum doktorları olarak gebelikte grip aşısını şiddetle önermekteyiz.
  2. Tdap Aşısı (Tetanos, Difteri, Boğmaca Aşısı): 27-36. haftalar arasında önerilir. Boğmaca, yenidoğan bebekler için tehlikeli olabilir; bu aşı ile anneye bağışıklık kazandırılarak bebek korunabilir.
  3. Hepatit B Aşısı: Hepatit B riski olan gebeler için yapılabilir. Bu aşı, aktif bir enfeksiyonu önleyerek anne ve bebeği hepatit B virüsünden korur.

Gebelikte Kaçınılması Gereken Aşılar

  • Canlı Virüs Aşıları: Canlı virüs içeren aşılar hamilelikte önerilmez, çünkü fetüse geçme riski bulunabilir. Bu nedenle aşağıdaki aşılar gebelikte yapılmamalıdır:
    • Kızamık, Kabakulak ve Kızamıkçık (MMR) Aşısı
    • Suçiçeği Aşısı
  • BCG Aşısı (Verem Aşısı): Gebelik sırasında önerilmez.

Gebelik Öncesi Önerilen Aşılar

Hamile kalmayı planlayan kadınlar için bazı aşıların gebelik öncesinde yapılması önerilir. Örneğin:

  • Kızamıkçık, kızamık ve kabakulak gibi hastalıklara karşı MMR aşısı hamile kalmadan en az 1 ay önce, daha önceki aşıların etkinliği devam edip etmediği kan testlerinden kontrol edilerek yapılmalıdır.
  • Suçiçeği aşısı da gebelik öncesinde yapılması gereken aşılardandır.
  • Tetanoz aşısı

Gebelikte aşı kararları doktor kontrolünde verilmelidir, çünkü her kadının sağlık durumu ve bağışıklık ihtiyacı farklı olabilir. Bu yüzden aşılar hakkında bilgi almak için mutlaka bir kadın doğum uzmanına danışmak gerekir.

Gebelikte bebeğin cinsiyeti nasıl belirlenir?

Gebelikte bebeğin cinsiyeti ultrasonografi ile belirlenebilir. Halk arasında göbeğin şekli ile cinsiyeti arasında bağlantı kurulmaya çalışılsa da göbeğin şekli ile ya da annedeki fiziksel değişiklikler ile bebeğin cinsiyetini belirlemek mümkün değildir.

Bebeğin cinsiyeti, eğer bebek erkekse 9-10. haftalarda ultrasonda görülebilir. Kız bebeklerde cinsiyetin net olarak belirlenmesi 14-16 haftayı bulabilir.

Doğuma Hazırlık Nasıl Olmalıdır?

Doğuma hazırlık, hem fiziksel hem de zihinsel olarak süreci kolaylaştırmak ve bebeğinizle sağlıklı bir başlangıç yapmak için oldukça önemlidir. İşte doğuma hazırlık için temel adımlar:

  1. Doğum Eğitimine Katılın

  2. Doğuma hazırlık kursları, doğum sürecini anlamanızı ve doğumla ilgili endişelerinizi azalmasını sağlar. Bu kurslar; nefes teknikleri, doğum pozisyonları, ağrı yönetimi ve doğum sürecinin aşamaları gibi konularda bilgilendirir. Kliniğimizde 3 kur şeklinde doğum eğitimi verilmektedir. Ayrıntılı bilgi için iletişime geçebilirsiniz.

  3. Doğum Planı Hazırlayın

  4. Bir doğum planı hazırlamak, doğum sırasında nasıl bir ortam istediğiniz, ağrı yönetimi yöntemleri, kimin yanında olmasını istediğiniz gibi ayrıntıları planlamanıza yardımcı olur. Bu planı doktorunuzla ve hastane ekibiyle paylaşabilirsiniz.

  5. Fiziksel Hazırlık ve Egzersiz

  6. Hamilelik süresince düzenli egzersiz, doğuma hazırlanmak için kaslarınızı güçlendirir ve dayanıklılığınızı artırır. Hafif yürüyüşler, yoga veya doğuma yönelik özel egzersizler (örneğin pelvik taban kaslarını güçlendirme hareketleri) faydalıdır. Bu egzersizler, doğum esnasında hem daha az zorlanmanıza hem de daha hızlı toparlanmanıza katkı sağlar. Gebelikte pelvik taban kas egzersizleri ve gebelik yogası ile ilgili bilgi almak için kiliniğimizle iletişime geçebilirsiniz.

  7. Nefes Tekniklerini Öğrenin

  8. Doğum sırasında nefes teknikleri büyük önem taşır. Nefes alıp verme yöntemlerini öğrenmek, kaslarınızı rahatlatmaya ve doğum ağrılarını daha iyi yönetmenize yardımcı olur. Antalya'daki Kliniğimizdeki doğuma hazırlık kurslarında ve yoga derslerinde bu teknikleri öğrenebilirsiniz.

  9. Hastane Çantasını Hazırlayın

  10. Doğumdan önce bir hastane çantası hazırlamak önemlidir. Çantanızda bulunması gereken bazı temel eşyalar:

    • Annenin ve bebeğin giysileri
    • Hijyen ürünleri (ped, ıslak mendil vb.)
    • Emzirme sütyeni, göğüs pedi, manuel süt pompası, meme ucu bakım kremi
    • Bebeğin ilk ihtiyaçları (zıbın, battaniye vb.)
    • Fotoğraflar için makyaj malzemeleri
    • Süt artırıcı içecekler (Malt içeceği gibi)
    • Gerekli belgeler (kimlik, doğum planı, sağlık sigortası belgeleri)

  11. Beslenmenize Dikkat Edin

  12. Hamilelik boyunca dengeli ve sağlıklı beslenmek hem doğum öncesinde hem de doğum sonrası toparlanmanızda önemlidir. Protein, kalsiyum, demir ve folik asit bakımından zengin bir diyet tercih edin. Yeterli su içmek de doğuma hazırlık sürecinde çok önemlidir. Gebelikte beslenme ile ilgili web sitemizden ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Kliniğimizde size uygun bireyselleştirilmiş sağlıklı bir diyet programı edinebilirsiniz.

  13. Doğum Ekibinizi Seçin

  14. Doktorunuzla güvenli bir iletişim kurun ve doğum sürecinde destek alacağınız kişileri belirleyin. Doğumda yanınızda olması gereken eşiniz, bir doula veya doğum koçu gibi kişileri önceden belirlemek doğum sırasında güven ve destek sağlar.

  15. Ruhsal Hazırlık Yapın

  16. Doğum sürecinde kendinizi daha rahat ve özgüvenli hissetmek için meditasyon, olumlu doğum hikayeleri dinleme veya yazma, nefes çalışmaları gibi zihinsel rahatlama yöntemleri deneyebilirsiniz. Doğuma olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmak, süreci daha kolay ve akıcı hale getirebilir.

Doğum sürecine hazırlıklı ve bilgili bir şekilde yaklaşmak, doğum anındaki stresinizi azaltarak kendinize olan güveninizi artırır. En doğru bilgiyi doktorunuzdan alarak hazırlık sürecinizi şekillendirebilirsiniz.

Doğum belirtileri nelerdir?

Doğum belirtileri, doğumun yaklaştığını gösteren fiziksel ve duygusal değişikliklerle ortaya çıkar. İşte doğumun yaklaştığını anlamanızı sağlayacak başlıca belirtiler:

  1. Nişan Gelmesi (Mukus Tıkacı Düşmesi)

  2. Rahim ağzını kaplayan mukus tıkacı doğuma yakın düşer. Pembe veya kahverengi renkte hafif bir akıntı şeklinde olur. Bu durum genellikle doğumun birkaç gün içinde başlayacağına işaret eder, ancak hemen doğumun başlayacağı anlamına gelmeyebilir.

  3. Su Gelmesi (Amniyon Sıvısının Gelmesi)

  4. Amniyon kesesinin yırtılması sonucunda su gelmesi, doğumun başlamasının kesin bir belirtisidir. Berrak veya hafif sarımsı renkli olan bu sıvının gelmesi durumunda hemen hastaneye gidilmesi önerilir, çünkü doğum süreci yakında başlayacaktır.

  5. Düzenli Kasılmalar

  6. Kasılmalar, doğumun başlamasıyla birlikte düzenli hale gelir ve sıklıkla artarak devam eder. Kasılmalar yaklaşık her 5-10 dakikada bir gelmeye ve zamanla daha şiddetli olmaya başlar. Gerçek doğum kasılmaları dinlenmekle geçmez ve gittikçe şiddetlenir. Yalancı doğum kasılmaları düzensizdir.

  7. Bel ve Kasık Ağrıları

  8. Bel bölgesinde ve kasıklarda adet sancısına benzer şiddetli ağrılar doğumun habercisi olabilir. Bu ağrılar zamanla daha düzenli hale gelir ve kasılmalarla birlikte artış gösterebilir.

  9. Bebeğin Aşağı İnmesi (Hafifleme)

  10. Doğumdan önceki günlerde veya haftalarda bebeğin pelvik bölgeye doğru inmesiyle anne adayının nefes alması rahatlar, fakat idrara çıkma ihtiyacı artar. Bu durum bebeğin doğum kanalına yaklaştığını gösterir.

  11. Enerji Artışı (Yuvalama İçgüdüsü)

  12. Bazı kadınlar doğumdan önce bir enerji artışı hisseder ve ev işleriyle ilgilenme, bebek hazırlıklarını tamamlama gibi isteklere kapılır. Bu hormonal değişimlerin bir sonucu olarak doğum öncesinde ortaya çıkabilir.

  13. İshal veya Sindirim Sorunları

  14. Hormonların etkisiyle doğumdan önceki günlerde bağırsak hareketlerinde artış, ishal veya mide bulantısı görülebilir. Vücut doğuma hazırlanırken sindirim sistemi hızlanabilir.

    Doğum belirtileri her kadında farklı şekilde ve sürede ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden bazıları doğumun yaklaşmakta olduğunu işaret ederken, bazıları ise doğumun çok kısa sürede başlayacağı anlamına gelir. Bu nedenle doğum belirtileri başlar başlamaz doktorunuzla iletişime geçmek önemlidir.

Hamilelik ve doğum süreci hakkında daha fazla bilgiye kliniğimizden randevu alarak ulaşabilirsiniz.

Sezaryen doğumda belden anestezi mi genel anestezi mi?

Sezaryen doğum sırasında genel anestezi ve spinal (bölgesel) anestezi olmak üzere iki farklı anestezi yöntemi uygulanabilir, ve her iki yöntemin avantajları ve dezavantajları vardır. Karar genellikle doktorun önerisi, annenin sağlık durumu ve tercihine bağlı olarak belirlenir. İşte her iki anestezi türü hakkında bilgi:

1. Spinal Anestezi (Bölgesel Anestezi)

Spinal anestezi, bel bölgesine yapılan bir iğne ile vücudun alt kısmında ağrı hissini engeller. Uyanık kalmanıza imkan tanır, ancak ağrı hissetmezsiniz.

Avantajları:

  • Uyanık Olma İmkanı: Bebek doğduktan hemen sonra bebeğinizi görebilir ve temas kurabilirsiniz.
  • Hızlı İyileşme: Genel anesteziye kıyasla iyileşme süreci daha hızlıdır ve anestezi sonrası mide bulantısı, baş dönmesi gibi yan etkiler daha azdır.
  • Daha Az Anestezi Riski: Solunum sistemine etkisi daha azdır, bu yüzden bazı riskleri azaltır.

Dezavantajları:

  • Bacaklarda ve Belde Uyuşma: Doğumdan sonra birkaç saat boyunca bacaklarda uyuşma hissi olabilir.
  • Düşük Tansiyon Riski: Anestezi sırasında tansiyon düşebilir, ancak bu genellikle kolayca kontrol edilebilir.

2. Genel Anestezi

Genel anestezi ise tamamen uyutularak yapılır. Bu yöntemde anne sezaryen sırasında uykuda olur ve işlem sona erdiğinde uyandırılır.

Avantajları:

  • Acil Durumlar İçin Uygun: Acil sezaryen gereken durumlarda hızlı etki gösterdiği için tercih edilir.
  • Ağrı veya Hareket Hissi Olmaz:Anestezi sırasında tamamen uykuda olduğunuz için hiçbir şey hissetmezsiniz.

Dezavantajları:

  • Uyanma Süresi ve Yan Etkiler:Uyanma süresi spinal anesteziye göre daha uzun sürebilir. Ayrıca anestezi sonrası baş dönmesi, mide bulantısı ve boğaz ağrısı gibi yan etkiler görülebilir.
  • Bebekle Temas Gecikir: Uyanmanız gerektiği için bebekle ilk temas anestezinin etkisi geçene kadar gecikebilir.

Hangi Anestezi Yöntemi Daha Uygundur?

  • Planlı Sezaryen: Genellikle spinal anestezi tercih edilir, çünkü anne uyanık olur ve doğum anını deneyimleyebilir.
  • Acil Sezaryen: Duruma göre genel anestezi önerilebilir, çünkü daha hızlı etki gösterir.

Doktorunuz sağlık durumunuzu değerlendirerek sizin için en uygun yöntemi önerecektir. Özellikle belirli sağlık sorunları varsa (kanama bozuklukları, nörolojik hastalıklar gibi), doktorunuzla her iki yöntemin avantaj ve dezavantajlarını görüşmek en doğru kararı almanıza yardımcı olur.

Daha detaylı bilgi için kliniğimizden randevu alabilirsiniz.

Antalya'da doğum fiyatları

Antalya da vajinal doğum ve sezaryenle doğum fiyatları farklı olabilmektedir. Doğum sırasında uygulanacak anestezi çeşidine göre (epidural, spinal,genel(sezaryen)) doğum fiyatları değişebilmektedir. Ayrıntılı bilgi için Antalya'da bulunan kiniğimizle irtibata geçebilirsiniz. Doktorumuz Doç. Dr. Işıl Köleli doğumlarını Memorial hastanesi ve Yaşam hastanesinde yaptırmaktadır. Doğum ücretleri içerisine doğum paketi ( fotoğraf, süslemeler, lohusa şerbeti... gibi) dahildir.

Doğum mucizesini en mükemmel ve unutulmaz bir şekilde yaşamanız, sağlıklı bir doğum ve sağlıklı bir bebek için, tüm tıbbi olanaklar ve etik değerlerimizle yanınızdayız...

Doğum sırasında doğuma bağlı komplikasyonlar tüm önlemlere ve kontrollere rağmen yaşanabilmektedir. Doğuma bağlı ciddi sağlık problemlerinde, tecrübeli bir ekiple bu süreci yönetiyor olmak bir gebenin ve bebeğin hayatta sahip olabileceği en büyük şanstır.

Yıllarca Türkiye'nin en yoğun hastanelerinde, tüm riskli gebelerin ve doğum sonrası komplikasyon yaşanan lohusaların sevk edildiği en üst basamak hastanelerde yıllarca çalışmış ve riskli gebelikler ve doğumlarla ilgili bilimsel makaleler yazmış bir hekim olarak her doğumun ne kadar mucizevi ve bir o kadar da özen ve dikkat gerektirdiğini biliyorum. Bu süreçte, anne ve bebeğin sağlığını en ön planda tutarak, güvenilir ve donanımlı bir ortamda, her adımda titizlikle çalışmak bir hekim olarak en büyük sorumluluğum. Her doğumun kendine özgü riskleri ve güzellikleri bulunuyor; bu yüzden, her vakayı bilimsel bilgi ve tecrübe ışığında değerlendiriyor, anne ve bebeğin en sağlıklı şekilde süreci atlatmalarını sağlamak için elimden geleni yapıyorum.

Добавки холина во время беременности очень важны для развития мозга ребенка…

Холин является компонентом ацетилхолина, сфингомиелина и фосфатидилхолина, поэтому он важен для развития центральной нервной системы и познания у ребенка в утробе матери.

Из каких продуктов мы можем удовлетворить потребности в витамине В12 во время беременности?

Витамин B12 работает вместе с фолатом и гомоцистеином и участвует в синтезе ДНК и фрагментированном метаболизме.

Витамин, недостаток или избыток которого вреден во время беременности: витамин А.

Витамин А важен для клеточного деления, развития органов и скелета ребенка в утробе матери, защищая иммунную систему, зрительное развитие плода и защищая зрение матери.

Потребление печени во время беременности может быть опасным…

Некоторые ассоциации (например, Управление по безопасности пищевых продуктов Финляндии Evira, Национальная служба здравоохранения) рекомендуют избегать потребления печени, богатой витамином А, во время беременности.

Сколько жидкости должны потреблять беременные женщины?

Во время беременности адекватное потребление воды из потребления напитков (воды и других жидкостей) оценивается примерно в 2,3 л (около 10 стаканов) в день.

Стоит ли принимать добавки витамина D во время беременности?

Тяжелый дефицит витамина D у матери во время беременности был связан с нарушением гомеостаза скелета, врожденным рахитом, несовместимостью таза головы (трудные роды) и неонатальными переломами.

Беременным женщинам следует избегать употребления обработанных трансжирных кислот

Беременные женщины должны свести к минимуму или даже избегать продуктов, содержащих в своем рационе обработанные транс-жирные кислоты (ТФА).