Açıklanamayan infertilite, çiftlerde hiç bir infertilite nedeni bulunmadığında konulan bir tanıdır ve infertil hastaların yaklaşık %15-30’unu oluşturur. Açıklanamayan infertilite vakalarının tedavisinde in vitro fertilizasyon (IVF) kullanılır; ancak tekrarlayan IVF başarısızlıkları yaygındır. Son yıllarda, rahim içi bağışıklığın ve mikrobiyotadaki değişikliği gösterten belirteçlerin kullanımı ile rahim içi (endometrium) bağışıklık sisteminin bozulmasının saptanması, açıklanmayan infertilite tanı, evreleme ve tedavisinde oldukça ilgi görmüştür. Ancak rahim içinde bu bağışıklık belirteçlerin objektif olarak nasıl değerlendirilip doğrulanacağına dair standartlaştırılmış bir kriter yoktur.

Endometriyumdaki lökositler periferik kandakilerden farklıdır ve esas olarak uterusun(rahmin) doğal öldürücü hücrelerinden (uNK, ~%70) ve makrofajlar, nötrofiller, mast hücreleri, dendritik hücreler ve T ve B hücreleri gibi diğer hücrelerden oluşur. Rahim NK hücreleri CD56’yı hücre zarında bulundurular, ancak diğer klasik NK hücreleri veya T hücresi belirteçlerini bulundurmazlar. Rahim NK hücrelerinin sayısının adet döngüsü, hamilelik ve endometriyumun çeşitli patolojileri sırasında tartışmalı sonuçlarla değiştiği bilinmektedir. CD56 yüksekliği ile pelvik endometriozis arasında doğrudan bir ilişki olduğu görülmektedir. Aktive edilmiş uNK hücreleri, embriyonun rahme tutunmasında düzenleleyici rol oynar. Normalde embriyonun rahme tutunmasından önce rahim içinde hafif bir artış gösteren CD56 yüksekliğinin infertil kadınlarda ve tekraralayan gebelik kaybı olan hastalarda daha yüksek olduğu bulunmuştur.
B hücreli lenfoma 6 proteini (BCL-6), ilk olarak B hücreli lenfomalarda çoğalma için önemli bir kanser geni olarak tanımlandı ancak daha sonra çeşitli tümörlerin yanı sıra rahim içi hastalıklarında da tespit edildi. Son zamanlarda yapılan birçok çalışma, rahim içi bez epitelindeki BCL-6 ekspresyon oranı ile endometriozis arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Açıklanmayan infertilite ve tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında artan BCL-6 ekspresyonu gösterilmiştir. BCL-6 aşırı ekspresyonu, artan hücresel proliferasyonla ilişkilendirilmiştir. Endometriozisli kadınlarda yüksek BCL-6 ekspresyonu, progesteronu aktive eden ve düzenleyen reseptörlerde azalma ve endometriumda progesteronun inaktivasyonu ile ilişkilendirilmiştir. BCL-6’nın endometriozisli kadınların endometriumundaki progesteron direncinden sorumlu olduğu düşünülmektedir. BCL-6 aynı zamanda T foliküler yardımcı hücre farklılaşması ve germinal merkezlerdeki (GC’ler) B hücresi farklılaşması için gerekli olan ana düzenleyici gendir ve bunun çeşitli faktörler tarafından düzenlenmesi, otoantikor gelişiminde rol oynayabilir . Bu nedenle, endometriyal BCL-6’nın anormal ekspresyonu, embriyo transferinden sonra olumsuz gebelik sonuçlarından sorumlu olabilir.
Tüp bebek başarısızlığı olan ya da tekrarlayan gebelik kaybı olan hastalarda CD56 ve BCL-6 değerlendirebilmekteyiz.