Gebelik süreci yumurtanın sperm ile döllenmesi ile başlar. Döllenme sonucu embriyo oluşur. Embriyonun rahim içerisine yerleşmesi ile birlikte gebelik süreci tam olarak başlamış olur. Bazı durumlarda gebelik rahim dışına ya da rahimdeki sezaryen yerine, rahim köşelerine yerleşebilir. Bu duruma dış (ektopik) gebelik denir. Gebelik testinin pozitif olması ile birlikte embriyonun yerleşim yeri ultrasonografi ile ve bazı kan tahlilleri ile kontrol edilmelidir. Ektopik gebelik tedavisi bu alanda tecrübeli bir hekim tarafından yönetilmelidir.
Kanda gebelik testi, gebelik oluştuktan 10-12 gün sonra pozitif olur. İdrarda gebelik testi, kanda testinden bir kaç gün sonra pozitif olarak tespit edilebilir.
Hamileliğin erken dönemlerinde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
Gebelik haftası kadının son adet tarihine göre hesaplanır. Genellikle ultrasonda hesaplanan gebelik haftası son adet tarihi ile uyumludur. Son adet tarihi ile ultrason ölçümleri arasında uyumsuzluk olması durumunda ilk 3 ayda yapılan ultrasondaki bebeğin baş popo mesafesi ölçümüne göre gebelik takibi yapılır. Baş popo ölçümüne göre gebenin son adet tarihi tekrar belirlenir ve takip bu tarihlere göre yapılır.
Gebelikte 3 bölüm (trimester) vardır:
Trimesterler boyunca annenin sağlıklı beslenmesi, dinlenmesi ve doktor kontrollerine düzenli gitmesi, gebelik sürecinin sağlıklı geçmesi için kritik önemdedir.
Gebelikte beslenme ve yaşam tarzı, hem anne adayının sağlığı hem de bebeğin gelişimi için oldukça önemlidir. İşte sağlıklı bir gebelik süreci için dikkat edilmesi gereken bazı temel noktalar:
Gebelikte ihtiyaç duyulan vitamin ve mineral ihtiyacı artar, bu yüzden beslenmeye özen göstermek gereklidir:
Gebelik sürecinde yaşam tarzındaki bazı düzenlemeler hem annenin hem de bebeğin sağlığı için faydalıdır:
Gebelik sürecinde birçok kadın farklı fiziksel ve duygusal değişiklikler yaşar ve bu değişikliklerle ilişkili bazı yaygın sorunlarla karşılaşabilir. İşte gebelikte sıkça görülen bazı sorunlar ve bunlarla başa çıkma yolları:
1. Mide Bulantısı ve Kusma
2. Kabızlık ve Şişkinlik
3. Yorgunluk
4. Sırt ve Bel Ağrıları
5. Varis ve Bacak Krampları
6. Uyku Sorunları
7. Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)
8. Gestasyonel Diyabet
9. Aşırı Kilo Alımı veya Yetersiz Kilo Alımı
10. Anemi
Gebelikte bayılma veya baygınlık hissi, özellikle ilk ve ikinci trimesterde hormonlardaki değişiklikler ve vücutta meydana gelen fiziksel adaptasyonlar nedeniyle sık görülebilir. Bayılma hissi genellikle ani tansiyon düşüşü, kan şekerinin düşmesi ya da yeterince oksijen alamaması gibi nedenlerle oluşur.
Bayılma hissini önlemek veya bayılma yaşadığınızda daha iyi hissetmek için aşağıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz:
Bu tür sorunlar sıkça görülse de, uygun tedbirlerle çoğu yönetilebilir. Gebelik sürecindeki tüm sorunlarda doktor desteği almak, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için önemlidir.
Gebelikte düşük tehlikesi, genellikle hamileliğin ilk 20 haftasında ortaya çıkan ve gebeliğin sonlanması riskiyle sonuçlanabilecek durumları ifade eder. Düşük riski, birçok nedenle tetiklenebilir ve belirtiler erken fark edildiğinde bazen önlenebilir. İşte düşük tehlikesi hakkında bilinmesi gerekenler:
Düşük tehlikesinin bazı yaygın belirtileri şunlardır:
Düşük riskine yol açabilecek bazı faktörler şunlardır:
Düşük tehlikesi tespit edildiğinde aşağıdaki önlemler faydalı olabilir:
Düşük riski belirtilerinden herhangi birini fark ettiğinizde, zaman kaybetmeden doktorunuza başvurmanız önemlidir. Erken müdahale, bazı durumlarda düşük riskini azaltabilir. Doktorunuz ultrason, kan testi ve muayene ile durumu değerlendirir ve gerekirse progesteron veya yatak istirahati gibi tedavi yöntemleri önerebilir.
Unutmayın, düşük tehlikesinde doktor tavsiyelerine uymak, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için büyük önem taşır. Gebelikte karşılaşılan tüm sorunlarda olduğu gibi, düşük riski durumunda da profesyonel destek almak gerekir.
Gebelik döneminde aşılar, anne ve bebeğin sağlığını korumak için önemlidir. Ancak hamilelik sırasında bazı aşılar güvenliyken bazıları ertelenmelidir. Gebelikte yapılan aşılar genellikle bebeği ve anneyi enfeksiyonlara karşı korur ve doğumdan sonra bebeğe de pasif bağışıklık sağlar. İşte hamilelikte yaygın olarak önerilen ve önerilmeyen bazı aşılar:
Hamile kalmayı planlayan kadınlar için bazı aşıların gebelik öncesinde yapılması önerilir. Örneğin:
Gebelikte aşı kararları doktor kontrolünde verilmelidir, çünkü her kadının sağlık durumu ve bağışıklık ihtiyacı farklı olabilir. Bu yüzden aşılar hakkında bilgi almak için mutlaka bir kadın doğum uzmanına danışmak gerekir.
Gebelikte bebeğin cinsiyeti ultrasonografi ile belirlenebilir. Halk arasında göbeğin şekli ile cinsiyeti arasında bağlantı kurulmaya çalışılsa da göbeğin şekli ile ya da annedeki fiziksel değişiklikler ile bebeğin cinsiyetini belirlemek mümkün değildir.
Bebeğin cinsiyeti, eğer bebek erkekse 9-10. haftalarda ultrasonda görülebilir. Kız bebeklerde cinsiyetin net olarak belirlenmesi 14-16 haftayı bulabilir.
Doğuma hazırlık, hem fiziksel hem de zihinsel olarak süreci kolaylaştırmak ve bebeğinizle sağlıklı bir başlangıç yapmak için oldukça önemlidir. İşte doğuma hazırlık için temel adımlar:
Doğuma hazırlık kursları, doğum sürecini anlamanızı ve doğumla ilgili endişelerinizi azalmasını sağlar. Bu kurslar; nefes teknikleri, doğum pozisyonları, ağrı yönetimi ve doğum sürecinin aşamaları gibi konularda bilgilendirir. Kliniğimizde 3 kur şeklinde doğum eğitimi verilmektedir. Ayrıntılı bilgi için iletişime geçebilirsiniz.
Bir doğum planı hazırlamak, doğum sırasında nasıl bir ortam istediğiniz, ağrı yönetimi yöntemleri, kimin yanında olmasını istediğiniz gibi ayrıntıları planlamanıza yardımcı olur. Bu planı doktorunuzla ve hastane ekibiyle paylaşabilirsiniz.
Fiziksel Hazırlık ve Egzersiz
Hamilelik süresince düzenli egzersiz, doğuma hazırlanmak için kaslarınızı güçlendirir ve dayanıklılığınızı artırır. Hafif yürüyüşler, yoga veya doğuma yönelik özel egzersizler (örneğin pelvik taban kaslarını güçlendirme hareketleri) faydalıdır. Bu egzersizler, doğum esnasında hem daha az zorlanmanıza hem de daha hızlı toparlanmanıza katkı sağlar. Gebelikte pelvik taban kas egzersizleri ve gebelik yogası ile ilgili bilgi almak için kiliniğimizle iletişime geçebilirsiniz.
Doğum sırasında nefes teknikleri büyük önem taşır. Nefes alıp verme yöntemlerini öğrenmek, kaslarınızı rahatlatmaya ve doğum ağrılarını daha iyi yönetmenize yardımcı olur. Antalya'daki Kliniğimizdeki doğuma hazırlık kurslarında ve yoga derslerinde bu teknikleri öğrenebilirsiniz.
Doğumdan önce bir hastane çantası hazırlamak önemlidir. Çantanızda bulunması gereken bazı temel eşyalar:
Hamilelik boyunca dengeli ve sağlıklı beslenmek hem doğum öncesinde hem de doğum sonrası toparlanmanızda önemlidir. Protein, kalsiyum, demir ve folik asit bakımından zengin bir diyet tercih edin. Yeterli su içmek de doğuma hazırlık sürecinde çok önemlidir. Gebelikte beslenme ile ilgili web sitemizden ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Kliniğimizde size uygun bireyselleştirilmiş sağlıklı bir diyet programı edinebilirsiniz.
Doktorunuzla güvenli bir iletişim kurun ve doğum sürecinde destek alacağınız kişileri belirleyin. Doğumda yanınızda olması gereken eşiniz, bir doula veya doğum koçu gibi kişileri önceden belirlemek doğum sırasında güven ve destek sağlar.
Doğum sürecinde kendinizi daha rahat ve özgüvenli hissetmek için meditasyon, olumlu doğum hikayeleri dinleme veya yazma, nefes çalışmaları gibi zihinsel rahatlama yöntemleri deneyebilirsiniz. Doğuma olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmak, süreci daha kolay ve akıcı hale getirebilir.
Doğum sürecine hazırlıklı ve bilgili bir şekilde yaklaşmak, doğum anındaki stresinizi azaltarak kendinize olan güveninizi artırır. En doğru bilgiyi doktorunuzdan alarak hazırlık sürecinizi şekillendirebilirsiniz.
Doğum belirtileri, doğumun yaklaştığını gösteren fiziksel ve duygusal değişikliklerle ortaya çıkar. İşte doğumun yaklaştığını anlamanızı sağlayacak başlıca belirtiler:
Rahim ağzını kaplayan mukus tıkacı doğuma yakın düşer. Pembe veya kahverengi renkte hafif bir akıntı şeklinde olur. Bu durum genellikle doğumun birkaç gün içinde başlayacağına işaret eder, ancak hemen doğumun başlayacağı anlamına gelmeyebilir.
Amniyon kesesinin yırtılması sonucunda su gelmesi, doğumun başlamasının kesin bir belirtisidir. Berrak veya hafif sarımsı renkli olan bu sıvının gelmesi durumunda hemen hastaneye gidilmesi önerilir, çünkü doğum süreci yakında başlayacaktır.
Kasılmalar, doğumun başlamasıyla birlikte düzenli hale gelir ve sıklıkla artarak devam eder. Kasılmalar yaklaşık her 5-10 dakikada bir gelmeye ve zamanla daha şiddetli olmaya başlar. Gerçek doğum kasılmaları dinlenmekle geçmez ve gittikçe şiddetlenir. Yalancı doğum kasılmaları düzensizdir.
Bel bölgesinde ve kasıklarda adet sancısına benzer şiddetli ağrılar doğumun habercisi olabilir. Bu ağrılar zamanla daha düzenli hale gelir ve kasılmalarla birlikte artış gösterebilir.
Doğumdan önceki günlerde veya haftalarda bebeğin pelvik bölgeye doğru inmesiyle anne adayının nefes alması rahatlar, fakat idrara çıkma ihtiyacı artar. Bu durum bebeğin doğum kanalına yaklaştığını gösterir.
Bazı kadınlar doğumdan önce bir enerji artışı hisseder ve ev işleriyle ilgilenme, bebek hazırlıklarını tamamlama gibi isteklere kapılır. Bu hormonal değişimlerin bir sonucu olarak doğum öncesinde ortaya çıkabilir.
Hormonların etkisiyle doğumdan önceki günlerde bağırsak hareketlerinde artış, ishal veya mide bulantısı görülebilir. Vücut doğuma hazırlanırken sindirim sistemi hızlanabilir.
Doğum belirtileri her kadında farklı şekilde ve sürede ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden bazıları doğumun yaklaşmakta olduğunu işaret ederken, bazıları ise doğumun çok kısa sürede başlayacağı anlamına gelir. Bu nedenle doğum belirtileri başlar başlamaz doktorunuzla iletişime geçmek önemlidir.
Hamilelik ve doğum süreci hakkında daha fazla bilgiye kliniğimizden randevu alarak ulaşabilirsiniz.
Sezaryen doğum sırasında genel anestezi ve spinal (bölgesel) anestezi olmak üzere iki farklı anestezi yöntemi uygulanabilir, ve her iki yöntemin avantajları ve dezavantajları vardır. Karar genellikle doktorun önerisi, annenin sağlık durumu ve tercihine bağlı olarak belirlenir. İşte her iki anestezi türü hakkında bilgi:
Spinal anestezi, bel bölgesine yapılan bir iğne ile vücudun alt kısmında ağrı hissini engeller. Uyanık kalmanıza imkan tanır, ancak ağrı hissetmezsiniz.
Avantajları:
Dezavantajları:
Genel anestezi ise tamamen uyutularak yapılır. Bu yöntemde anne sezaryen sırasında uykuda olur ve işlem sona erdiğinde uyandırılır.
Avantajları:
Dezavantajları:
Doktorunuz sağlık durumunuzu değerlendirerek sizin için en uygun yöntemi önerecektir. Özellikle belirli sağlık sorunları varsa (kanama bozuklukları, nörolojik hastalıklar gibi), doktorunuzla her iki yöntemin avantaj ve dezavantajlarını görüşmek en doğru kararı almanıza yardımcı olur.
Daha detaylı bilgi için kliniğimizden randevu alabilirsiniz.
Antalya da vajinal doğum ve sezaryenle doğum fiyatları farklı olabilmektedir. Doğum sırasında uygulanacak anestezi çeşidine göre (epidural, spinal,genel(sezaryen)) doğum fiyatları değişebilmektedir. Ayrıntılı bilgi için Antalya'da bulunan kiniğimizle irtibata geçebilirsiniz. Doktorumuz Doç. Dr. Işıl Köleli doğumlarını Memorial hastanesi ve Yaşam hastanesinde yaptırmaktadır. Doğum ücretleri içerisine doğum paketi ( fotoğraf, süslemeler, lohusa şerbeti... gibi) dahildir.
Doğum mucizesini en mükemmel ve unutulmaz bir şekilde yaşamanız, sağlıklı bir doğum ve sağlıklı bir bebek için, tüm tıbbi olanaklar ve etik değerlerimizle yanınızdayız...
Doğum sırasında doğuma bağlı komplikasyonlar tüm önlemlere ve kontrollere rağmen yaşanabilmektedir. Doğuma bağlı ciddi sağlık problemlerinde, tecrübeli bir ekiple bu süreci yönetiyor olmak bir gebenin ve bebeğin hayatta sahip olabileceği en büyük şanstır.
Yıllarca Türkiye'nin en yoğun hastanelerinde, tüm riskli gebelerin ve doğum sonrası komplikasyon yaşanan lohusaların sevk edildiği en üst basamak hastanelerde yıllarca çalışmış ve riskli gebelikler ve doğumlarla ilgili bilimsel makaleler yazmış bir hekim olarak her doğumun ne kadar mucizevi ve bir o kadar da özen ve dikkat gerektirdiğini biliyorum. Bu süreçte, anne ve bebeğin sağlığını en ön planda tutarak, güvenilir ve donanımlı bir ortamda, her adımda titizlikle çalışmak bir hekim olarak en büyük sorumluluğum. Her doğumun kendine özgü riskleri ve güzellikleri bulunuyor; bu yüzden, her vakayı bilimsel bilgi ve tecrübe ışığında değerlendiriyor, anne ve bebeğin en sağlıklı şekilde süreci atlatmalarını sağlamak için elimden geleni yapıyorum.